2 Ekim 2016 Pazar

Adı Hicret Olsun

Hicretimiz kime?
Hicretin anlamını yaşamsal anlamda kendimize uyarlama imkanımız olsa, olabilse keşke!
Nasıl da kaçışların uzun yolculuğunda yol alan seyyahlar olurduk o zaman. Belki dere tepe, dağ deniz tırmanırken önümüze çıkan nice engelleri aşar, menzile doğru gitmek için nasıl da heyecanla çarpardı kalbimiz.
Varılacak yer; bütün dertlerimizi, çektiğimiz sıkıntıları unutturacak kadar önemliyse bizim için, değmez miydi her çekilen çileye? Başımızı yumuşak yastık yerine kayalara dayamanın ne önemi olurdu ki o halde?
Kaçıyorsak en yakınımızdaki en gaddar düşmandan en korkunç canavardan en güzele, saadete, huzura…
 Kaçıyorsak, acılarımızdan, sıhhate, selamate…
Kaçıyorsak bütün kirlerlerden, kirlenmişliklerden temizliğe, nezafete…
Kaçıyorsak bizden, bizi yaratana, terbiye edene, güzelliği sunana, tövbe deterjanıyla bizi tertemiz edip ebedi selamete davet edene…
Velhasıl kaçışımız nereye, kime, kimin davetine…
Öyle olsun ki kaçışımız adı hicret olsun böylece.
Meryem ŞAHİN “Güncelerim” Ekim 2016



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder